5 Nisan Avukatlar Günü, meslektaşlarımızın da katıldığı bir törenle İzmir Adliyesi Atatürk Anıtı'na Baro Başkanımız Av. Sema Pekdaş'ın çelenk sunmasıyla başladı.
Baro Başkanımız Av. Sema Pekdaş'ın törende yaptığı konuşma şöyle:
Değerli Meslektaşlarım,
Sevgili Avukatlar,
Bugün 5 Nisan,
Bugün Avukatlar Günü…….
Y.K. üyesi arkadaşlarım ile birlikte hepimizin, İzmir Barosu üyesi tüm meslektaşlarımızın avukatlar gününü kutluyoruz.
Ve izninizle diğer tüm barolarımızın üyeleri tüm meslektaşlarımıza da İzmir Barosu'nun selamlarını ve kutlama mesajlarını göndermek istiyoruz.
Ayrıca özgürlüklerinden yoksun bırakılan, cezaevinde yatmayı avukatlık mesleğinin onuru kabul eden tutuklu meslektaşlarımıza da selamlarımız gitsin. Selam olsun onlara…
Bugün gerçekten ve gerçek bir kutlama yapabilecek durumda mıyız?
Yoksa bugünler bizim için, sorunlarımız ve karşı karşıya kaldığımız saldırıları dile getirmek için mi var?
Zaten son yıllarda mesleğimizle ilgili tüm toplantılarda hep;
- Avukatlara, avukatlık mesleğine, meslek onuruna, Barolara yönelik saldırıları, hukuksuzlukları, sindirme ve yıldırma girişimlerini konuşmuyor muyuz?
Ve hep mesleğimizi ve bu mesleğin önemini, savunmanın neden vazgeçilemez olduğunu anlatmaya çalışmıyor muyuz?
- İnsan haklarının korunması ve savunulması,
- Yargılama faaliyetinin demokratikleşmesi,
- Hak arama özgürlüğünün kullanılması
- Adil yargılanma hakkının gerçekleşmesi için vardır avukat demiyor muyuz?
Hatta bu önemimizi, bizim için yazılan kanunlara, uluslararası sözleşmelere, yüksek yargı kararlarına dayanarak açıklamıyor muyuz?
"Hukuk devletinin olmazsa olmaz koşulu olan "bağımsız yargı", yargının olmazsa olmaz koşulu olan "savunma" ile birlikte anlam kazanır. Savunma, "sav-savunma-karar" üçgeninden oluşan yargının vazgeçilmez öğesidir. Adaletli bir yargılamanın varlığı, ancak avukatın etkin katılımıyla sağlanabilir." Kararını hatırlatmıyor muyuz?
Ama hukuk devletini sadece şekli bir durum olarak algılayan siyasal iktidarlar, avukatın varlığını da sadece şekli bir varlık olarak istemektedirler.
Bu algı nedeniyle;
- Duruşmada avukatın söz hakkı kabul edilmiyor,
- Savunma susturuluyor,
- Mahkeme salonlarında avukatlar darp ediliyor.
- Avukatlara, celselere katılmama cezası veriliyor.
- Gece yarısı baskınları ile kapıları kırılarak içeri girilen avukatlık bürolarından avukatlar hukuka aykırı olarak gözaltına alınarak cezaevlerine atılıyor.
- Avukatın işyerinde evraklarında korunanın aslında savunma hakkı ve hak arama özgürlüğü olduğu unutuluyor.
- Gözaltına alınan avukatlara, girdikleri davalar, temsil ettikleri müvekkilleri tutuklama gerekçesi olarak fütursuzca sorulabiliyor
- Müvekkillerine CMK da yazılı haklarını hatırlatmaları ve kullandırmaları tutuklama sebebi oluyor.
Demek ki, avukatlar söz konusu olunca, hukuk devleti ile birlikte olmasalar da olur diye düşünülüyor.
Ve cezaevlerindeki meslektaşlarımızın yanlarına yeni meslektaşlarımızı göndermekte tereddüt etmiyorlar. Cezaevlerindeki meslektaşlarımızın sayıları artıyor.
Oysa yüksek yargı kararında ne diyordu?
"Yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eden avukat ve avukatlık mesleği; hukuki sorunların ve anlaşmazlıkların adalete ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesi, hukuk kurallarının tam olarak uygulanması, bireylerin hak ve özgürlüklerinin korunması ve hukuk devletinin işlerliğinin sağlanması bağlamında yaşamsal bir öneme sahiptir."
Hukuk devletinin işlerliğinin sağlanması bağlamında yaşamsal önem sahip avukatlık mesleğinin temsilcileri tutuklanıyor ve susturulmak isteniyorsa, avukatlık mesleği de, avukatların etkin katılımı ile sağlanabilecek "adaletli bir yargının varlığı" da, hukuk devleti de yoktur.
Ama biz avukatız. Önemimizi ve varlık nedenimizi biliyoruz.
Avukatlık sadece bir meslek değil, bir yaşam biçimi, bir hukuk ideali, bir varoluş şeklidir.
Sorunlarımız var, Saldırılar ve tehditlerle karşı karşıyayız.
Ancak bizim dayanışma içinde olacağımız meslektaşlarımız ve örgütümüz - barolarımız - var.
Dolayısıyla savunma ve hukuk devleti için hep birlikte varız ve mücadelede kararlıyız
Günümüzü de kutlayacağız.
Mesleğimizi de, meslektaşlarımızı da savunacağız.
Mücadelemizin, insan hakları için, adalet ve vicdan için olduğunu bütün dünyaya anlatmaya kararlıyız
Susmadık, susmayız ve susmayacağız
Gün savunmanın hukuktan gelen gücünü kullanma günüdür.
Gün mücadele günüdür.
Yaşasın savunmanın örgütlü ve dirençli gücü…
Yaşasın adalet ve vicdan…
Avukatlar Günümüz Kutlu Olsun…
Törenin ardından İzmir Barosu Resim Topluluğu'nun resimlerinden oluşan sergi İzmir Adliyesi Baro Vestiyeri'nde ziyarete açıldı.
Sergi açılışından sonra İzmir Adliyesi Baro Birimi'nde bir kokteyl düzenlendi.