Ankara Barosu ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve Yaşanan Son Olaylar Işığında Avukatlık Mesleğinin Geleceği konulu serbest kürsü toplantısı, Ankara Barosu Eğitim Merkezi'nde 2 Nisan 2015 Perşembe günü yapıldı.

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın Çağlayan Adliyesi'ndeki terör eyleminde şehit düşmesinin ardından avukatları hedef alan açıklama ve uygulamaların tartışıldığı toplantıya, Antalya Baro Başkanı Av. Alper Tunga Bacanlı, Aydın Barosu Başkanı Av. Gökhan Bozkurt, Batman Barosu Başkanı Av. Ahmet Sevim, Bitlis Barosu Başkanı Av. Enis Gül, İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan, Kırşehir Barosu Başkanı Av. Mehtap Karapurçak Tuzcu, Muğla Barosu Başkanı Av. Cumhur Uzun, Van Barosu Başkanı Av. Murat Timur ve Zonguldak Barosu Başkanı Av. İbrahim Kerem Ertem katıldı.

Toplantıda konuşan İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan şunları söyledi:

"Maalesef Türkiye'de hukuk her gün konuşulur hale geldi. Ama bunun asıl nedeni hukuksuzluk. Başta savunmanın yetkileri kısıtlanmak istendi, avukatların dosyalarda bilgi alması, mesleğini rahat icra etmesi engellenmek istendi. Bununla yetinilmedi, iç güvenlik paketi ortaya atıldı. Bu iç güvenlik paketine baroların dışında hukukçu arkadaşlarımız yeterince tepki göstermedi. Üniversiteler sessiz kaldı. Sadece barolar üst düzeyde birlik beraberlik içerisinde başta kendi bölgelerinde olmak üzere, sonrasında ise İstanbul'da bir eylem, Ankara'da güzel bir eylem ve Türkiye Barolar Birliği'nin katılımıyla çok organize bir şekilde iç güvenlik paketine karşı sesimizi duyurduk ve halkımız da iyi ki barolar var, iyi ki hukukçular var noktasına geldi. Eylemlerimiz hala sona ermiş değil. İzmir'de kabul edilen maddeleri yasalaşmazdan önce, İzmir Valiliği bir genelge yayınlayarak adeta o yasalaşmayan iç güvenlik paketini hayata geçirmek istedi. Biz İzmir Barosu olarak sivil toplum örgütlerini de yanımıza almak suretiyle tepkimizi çok sert bir şekilde ortaya koyduk ve ertesi gün hemen yürütmeyi durdurma talepli davamızı açtık ve bu tepkimizin sonucunda İzmir Valiliği o sıkıyönetim genelgesini geri almak zorunda kaldı. Çağlayan Adliyesi'nde yaşanan olay nedeniyle en üzüntülü olanlar bizleriz. Ama bu olay kullanılarak avukatların zan altında bırakılması, mesleğin zan altında bırakılmasıyla mücadele edeceğiz ve asla bu konuda taviz vermeyeceğiz. Adliye binalarındaki güvenlik zafiyetinden en çok etkilenenler ne yazık ki avukatlar olmuştur. Ama avukatların kazanılmış haklarına da kimseyi dokundurtmayacağız.  Avukatlık Kanunu'ndan kaynaklanan haklarımızı sonuna kadar kullanarak adliye birimlerine girecek ama genel güvenlik zafiyetlerini engelleyenler suçu ne yazık ki avukatlara, avukatlık mesleğine atmak istemektedirler. Bunu da asla kabul etmiyoruz."