Basına ve Kamuoyuna
NATO FÜZE-KALKAN PROJESİ, ULUSLAR ARASI ADALET, BARIŞ VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ İLKELERİNE AYKIRIDIR.
18-20 Kasım tarihinde Lizbon'da yapılan NATO zirvesinde NATO'nun yeni stratejik konsepti ile birlikte ülkemizi ve İzmir kentini doğrudan ilgilendiren NATO-Füze Kalkanı Projesi ( NFKP ) kabul edilmiştir.
ABD tarafından NATO çerçevesinde gerçekleştirilmesi öngörülen, NATO Füze Kalkanı Projesi esas itibarıyla ABD eski Başkanı Bush zamanında Pentagon tarafından geliştirilen balistik füzelere karşı küresel çapta bir ağ oluşturulmak suretiyle, hem ABD topraklarına hem de NATO ülkelerine yönelik bir füze tehdidi için planlanmıştı. Ancak Çek Cumhuriyeti ile Polonya'da radar ve füze savar sistemleri konuşlanmasına karşı oluşan yoğun halk muhalefeti ve Rusya'nın itirazı ile yeni planlamaya göre, Romanya ve Türkiye topraklarında konuşlandırılması tasarlanan radarlar vasıtasıyla İran'dan fırlatılacak balistik füzelerin yörüngeleri ateşleme anında tespit edilecek ve atılan füzeler hedeflerine erişmeden imha edilecektir.
2001 yılından bu yana NATO bünyesinde tartışılan ancak ülkemiz kamuoyundan gizlenen NATO Füze Kalkanı radar tesislerinin ülkemizde konuşlanacağı ve muhtemelen İzmir'de faaliyette bulunan NATO Müttefik Hava Unsur Komutanlığı bünyesinde yer alacağı anlaşılmaktadır. Böylece ülkemiz ve İzmir kenti, ABD-İsrail ile İran arasında olası bir savaş durumunda askeri hedef olacaktır. Yaklaşık 1 ay önce kamuoyu gündemine gelen ancak AKP Hükümetinin desteklediği ve Ana Muhalefet Partisinin genel olarak suskun kaldığı NFKP, ülkemiz insanlarının yaşam hakkını ve kültür ve tabiat varlıklarımızı açık ve yakın tehdit altına sokan uluslararası bir NATO/ABD girişimidir.
İzmir Barosu geçmişte ABD'nin Irak ve Afganistan ülkelerine yapmış olduğu askeri müdahaleler karşısındaki ilgi, duyarlılık ve hukuki girişimlerinde olduğu gibi NATO Füze Kalkanı Projesini de ''uluslararası adalet ve barış çerçevesinde gündemine almıştır.
Avukatlık Kanununun 76 ıncı maddesine göre; Barolar; (..) hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumakla (..) görevli olan kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır. Yasamızın 95./21 maddesine göre Baro Yönetimleri, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmakla, görevlidir.
BM-Havana Avukatların Rolüne dair Temel Prensipler Beyannamesinin 14. Maddesi uyarınca ''Avukatlar, müvekkillerinin haklarını korurken ve adaletin gerçekleşmesine çalışırken, ulusal ve uluslararası hukukun tanıdığı insan haklarını ve temel özgürlükleri yüceltmeye çalışırlar.'' 23.maddeye göre; '' Avukatlar özellikle, hukukla, adalet sistemiyle ve insan haklarının geliştirilmesi ve korunması ile ilgili konularda kamusal tartışmalara katılma hakkına sahiptir. '
NFKP, demokratik bir hukuk devleti yönetiminin asgari insan hakları standartlarına aykırıdır ve aynı zamanda BM uluslar arası hukuk ilkeleri ve sözleşmeleri ile çatışma halindedir.
Anayasanın ''Yurtta barış, dünyada barış'' başlangıç ilkesine göre; her yurttaş, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahiptir. 5.maddeye göre; devletin temel amaç ve görevleri arasında ''Kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak'', yer almıştır.
Madde 17 - Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Madde 56 . - Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği hakkı; BM -1948- İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 3. Maddesi ile BM-1966-Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesinin 6.maddesi ile evrensel koruma altına alınmıştır.
NFKP, Amerika'nın dünya imparatorluğu stratejisinin NATO aracılığı ile yenilenmiş bir versiyonudur. Bu defa farklı olarak Lisbon'da yapılan anlaşmalarla AB'nin ve Rusya'nın da desteği alınmıştır. Ülkemizde nitelikleri ve işlevleri yetkili makamlar tarafından yurttaşlardan gizlenen çok sayıda ABD ve NATO askeri üsleri faaliyet halindedir. NATO'nun 12 ana karargahından birisi olan '' NATO-Müttefik Hava Unsur Komutanlığı'' İzmir'de bulunmakta olup bünyesinde önemli miktar ve güçte ABD hava kuvvelerinin silahlı güç unsurları vardır.
1945- Birleşmiş Milletler Ana Sözleşmesinin başlangıç ilkelerine göre; tüm uluslar, ilişkilerinde karşılıklı hoşgörüyle davranmak ve iyi komşuluk anlayışı içinde birbirleriyle barışık yaşamak, uluslar arası barış ve güvenliği korumak için güçlerini birleştirmek, ortak yarar dışında da silahlı kuvvet kullanılmamasını sağlayacak ilkeleri kabul etmek ve yöntemleri benimsemekle, yükümlüdürler.
Madde 3. Tüm üyeler, uluslararası nitelikteki uyuşmazlıkları, uluslararası barış ve güvenliği ve adaleti tehlikeye düşürmeyecek biçimde, barışçı yollarla çözerler.
Madde 4. Tüm üyeler, uluslar arası ilişkilerinde gerek herhangi bir başka devletin toprak bütünlüğüne ya da siyasal bağımsızlığa karşı, gerek Birleşmiş Milletlerin amaçları ile bağdaşmayacak herhangi bir biçimde kuvvet kullanma tehdidine ya da kuvvet kullanılmasına başvurmaktan kaçınırlar.
Madde 52 İşbu Antlaşmanın hiçbir hükmü, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasına ilişkin olup, bölgesel anlaşma ya da kuruluşlardan varlığına engel değildir; yeter ki bu anlaşma ve kuruluşlar ve bu kuruluşların çalışmaları Birleşmiş Milletlerin Amaç ve İlkeleri ile bağdaşır olsun.
BM-1984-Halkların Barış Hakkına Dair Bildiri ile BM-2000-BM Binyıl Bildirgesi savaşı ve nükleer tehdit ile silahlanmayı açıkça yasaklamıştır.
BM-Halkların Barış Hakkına Dair Bildirgesinin 3. Maddesine göre; '' Halkların barış haklarını kullanmalarını sağlamanın, Devletlerin politikalarını her türlü savaş tehdidinin, özellikle nükleer savaş tehdidin tasfiye edilmesine uluslararası ilişkilerde zor kullanmaktan kaçınmaya ve uluslararası antlaşmazlıkları Birleşmiş Milletler Şartı'na dayanarak barışçıl vasıtalarla çözmeye doğru yöneltmelerini gerektirdiğini vurgular;
ABD-İngiltere ve NATO'nun komşumuz Irak ile Afganistan ülkelerine emperyal amaçlarla yapmış olduğu ve halen süre gelen askeri müdahalelerin tümü BM Ana Sözleşmesine ve BM Barış Hakkı Bildirgesine aykırıdır. Yüz binlerce insan yaşamını yitirmiş ve sakat kalmıştır. Milyonlarca insan sığınmacı/mülteci olmuş, ülkelerin kültür ve tabiat varlıkları ve müzeleri talan edilmiştir. Bush-Blair ikilisin ''kitle imha silahları yalanı'' ve uluslararası hukuka aykırı savaşlarına ülkemiz yıllardır başta İncirlik NATO/ABD üssünden olmak üzere lojistik destek vermeye devam etmektedir. Bir başka deyişle Türkiye, ABD-İngiltere'nin savaş suçlarına ortak olmaktadır.. Ortadoğu'da süregelen savaş ve ihtilafların başlıca aktörleri olan ABD, İngiltere, İran, İsrail ve Türkiye, şimdiye kadar 114 ülkenin katılmış olduğu, 1998-BM- Uluslararası Ceza Mahkemesi Sözleşmesini imzalamaktan ısrarla kaçınmaktadırlar.
İzmir Barosu Birleşmiş Milletler hukukuna uyumlu barış, adalet ve eşitlik içinde savaşsız bir dünya isterken, dünya kaynaklarının savaş ve toplu imha silahları, şiddet ve militarizasyon için kullanılmasını reddetmektedir. Geçmiş yıllarda NATO-Gladio örtülü örgütünün ülkemizdeki kirli politikaları ve kanlı eylemlerinin hesabı hala sorulamamıştır.
İzmir Barosu, ülkemizde ve İzmir kentinde NATO/ABD üslerinin bir an önce kaldırılması ile Ege Bölgesindeki yurttaşların yaşam hakkını açık ve yakın tehdit altına sokan NATO Füze Kalkanı Projesinin önlenmesi amacıyla, Belediyeler, sendikalar, barolar, meslek kurumları ve tüm demokratik kitle örgütlerinin müşterek bir mücadele platformu oluşturmasına yönelik çağrıda ve girişimlerde bulunmaya devam edecektir.
Basına ve Kamuoyuna duyurulur.
Saygılarımızla.22.12.2010
Av.Sema
Pekdaş
İzmir Baro Başkanı