IŞİD ZULMÜNÜ LANETLİYORUZ!

SİYASAL İKTİDARI IŞİD TERÖRÜNE KARŞI AÇIK TUTUM ALMAYA VE ANTİ DEMOKRATİK UYGULAMALARA SON VERMEYE DAVET EDİYORUZ

Komşularımız Irak ve Suriye'de dış müdahaleler ile başlatılan iç savaş, İslam adına hareket ettiğini öne süren , bölgemizdeki seküler yaşamı tehdit eden IŞİD adlı zalim ve cani örgütü doğurmuştur.

İç savaş ile birlikte ve son olarak IŞİD katliamları nedeniyle Arap, Türkmen, Kürt  yüzbinlerce insan katledilmiş, milyonlarcası topraklarını terk etmek zorunda kalmıştır.

Son olarak, Suruç ilçemizin sınır komşusu Kobane kentine yönelik IŞİD saldırısı nedeniyle yüzbini aşkın insan topraklarından olmuş ve ülkemize sığınmak durumunda kalmıştır. Bu kentte IŞİD tarafından büyük bir katliam yapılması olasılığı ülkemizde de infiale neden olmuştur.

Bilinmektedir ki, , tüm dünya kamuoyu, yaşanan trajedinin asıl sorumlularından biri olarak AKP hükümetini işaret etmektedir. Siyasal iktidar Suriye ve Irak'da yaşanan IŞİD terörü ile arasına mesafe koymak bir yana, bu durumu, salt Esad rejimini yıkmak için kullanmak istemektedir.

Türkiye dâhil tüm bölge için büyük bir tehdit hâline gelen İŞİD'e karşı kararlı bir duruş sergilenmesi ve Türkiye'nin İŞİD'e karşı işi ağırdan aldığı yönünde oluşan algının sona erdirilmesi bir zorunluluktur.

Suriye ve Irak'da iç savaşı körükleyecek müdahalelerde bulunulması uluslararası hukuka aykırıdır.

Asıl olan, ölenlerin ve topraklarını terk etmek zorunda bırakılanların etnik veya dinsel kimliğine bakılmaksızın mağduriyetin kendisine karşı çıkılmasıdır.

07 Ekim 2014 günü çok sayıda ilimizde IŞİD terörünü kınamak için protesto gösterileri yapılmıştır.  Ne yazık ki bu gösterilerde 18 yurttaşımız güvenlik güçlerinin müdahalesi ya da bazı gruplar arası çatışmalarda hayatını kaybetmiştir.

Belirtmek isteriz ki silahsız ve barışçıl olan tüm gösteriler meşrudur ve haktır.   Türkiye bir günde onlarca yıl geriye gitmiş ve olaylar gerekçe gösterilerek çok sayıda ilimizde sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir. Unutulmamalıdır ki göstericilerden kaynaklanan ya da göstericilere yönelen her türlü şiddeti can kaybı olmadan önlemek  siyasal iktidarın asli sorumluluğudur. Ancak siyasal iktidarın sayın bakanının bu durumdan çok uzakta olduğu şiddet uygulamaya hevesli açıklamalarından anlaşılmaktadır.

Yine bu gösterilerde halkımızın ulusal değerleri olan bayrak ve Atatürk büstlerine yönelik provakatif saldırılar olmuştur. İzmir Barosu olarak bu saldırıları şiddetle kınadığımızı belirtmek isteriz.

İzmir Barosu olarak, tüm kurumları provokasyonlara karşı sağduyulu ve sorumlu davranmaya, siyasal iktidarı  anti demokratik sokağa çıkma yasağı ve benzeri uygulamalara son vermeye ve IŞİD terörüne karşı açık tutum almaya çağırıyoruz.

İzmir Barosu Başkanlığı