1 Mayıs kutlamalarının idarenin keyfi tutumuna dönüştüğü, tutarlı bir gerekçe olmadan Taksim'de yapılacak olan gösterilerin yasaklanması nedeniyle meydana gelen olaylar nedeniyle barışçıl gösteri hakkını kullanmak isteyen birçok kişi polis şiddeti sonucu yaralanmış bazı göstericiler gözaltına alınmıştır.  

İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde polisin avukatlara karşı zor kullanması bütün tepkilere karşın artarak devam etmekte ve rutin bir uygulama haline getirilmeye çalışılmaktadır.

Yaşanan hukuksuzluklar bununla da kalmamış,  adliyede savcılıkça da adeta polise nazire yaparcasına sürdürülmüş ve şiddet bir kez daha meslektaşlarımızı uzanmıştır.

Bu çerçevede gözaltı süresi dolan bazı şüphelilerin Çağlayan Adliyesi'ne sevki ile birlikte; görevlendirilen tek bir savcının şüphelileri nezarette bekletip bir türlü ifade almaya başlamadığı, avukatlarla görüşmediği, avukatlara yakışıksız şekilde davrandığı, hatta bir meslektaşın üzerine yürüdüğü ve polisçe engellendiği, avukatlarca verilmek istenen dilekçeleri kabul etmeyip almadığı, avukatların görüşmesinin engellenmesi amacıyla koridora barikatlar çekilerek avukatların girişinin engellendiği ve talebe rağmen Baro Yönetim Kurulu üyeleri ile görüşmeyi kabul etmediği tutanaklarla tespit edilmiştir. Avukatların görev yapmaları polis gücüyle engellenmiş, yasaların avukatlara verdiği hak ve yetkilerin kullanılması engellenmiştir.

Avukatın görev yapmasını engellemek aslında bireyin Anayasal ve insan haklarının engellenmesi anlamına gelmektedir. İzmir Barosu olarak İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde avukatlara karşı polisin güç kullanarak görev yapmalarının engellenmesini kınıyor, avukat hakları konusunda geri adım atmayacağımızı bir kez daha vurguluyoruz.

Yaşanan olaylarda yaralanan meslektaşlarımız ve vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletir bu tür olayların bir daha yaşanmamasını dileriz.