İzmir Barosu: Ana Sayfa
İzmir Barosu: Ana Sayfa
Basın Açıklaması
23 Kasım 2012 - 00:00:00
İzmir Barosu 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı.
 

DSC_0950.JPG

 

Basına ve Kamuoyuna;

 

Her yıl 25 Kasım günü tüm dünyada  "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü"olarak kutlanır.  Kadına yönelik şiddetle mücadele gününün tarihçesinde; 25 Kasım 1960'ta Dominik Cumhuriyeti'nde diktatörlüğe karşı mücadele veren ve öldürülen üç kız kardeşi anma ile başlamış, 1981 yılında, Latin Amerika ve Karayipler'deki kadın örgütleri 25 Kasım'ı"Kadına Karşı Şiddete Son Uluslararası Günü"ilan etmiştir.

 

Tarihin en eski çağlarından itibaren her toplumsal kategoride, sınıfta,yönetim ve iktidar biçiminde kadına yönelik şiddetin , kadına yönelik ayrımcılığın yansıması ve sonucu olduğu ve değişik boyutlarda var olduğu bir gerçektir.

 

Bu nedenle yaşamın her alanında var olan kadına yönelik şiddetin önlenebilmesi için özellikle tüm Devlet mekanizmalarının  AYRIMCILIK ile mücadeleyi etkin bir biçimde sürdürmesi zorunludur.

 

Ayrımcılıkla mücadele için kullanılan araçların ise işin özüne uygun bir felsefe ve pratikle derhal düzenlenmesi gereklidir.

 

Öncelikle;

 

1-) Kadına yönelik şiddetin nedenlerinden birinin ,kadının tek başına bir değer ifade etmemesi ve yalnızca aile içinde bir anlamı olacağı fikri olduğunun tereddütsüz kabulü ile bu faaliyetlerin hali hazırda yürütüldüğü Bakanlığın görevinden alınıp ,kadına yönelik her türlü ayrımcılığın tasfiyesine ilişkin yapılacak çalışmaların sırf bu alana özgü kurulacak "kadın" Bakanlığı ile bu alanda eğitimli uzmanlarca  yürütülmesi mecburidir.

 

2-) "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun" uygulaması ile ilgili Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün internet sitesine konulan  ,bu yasa uygulaması neticesi verilen "Koruyucu ve Önleyici Kararlar"a ait istatistiğin konunun uzmanlarınca iyi incelenmesi gereklidir.

 

Bu istatistiklere göre İl bazında , mağdurlar/şiddete uğrayanlar için verilen koruyucu kararlar ile failin/şiddet uygulayanın fiillerini sona erdirmesi ve tekrarlamaması için verilen önleyici kararların tetkikinde , ciddi handikaplar olduğu açıktır.

 

--Öncelikle ülke bazında 4634 mağdur için işlem yapılırken 29624 fail için önlem alınmıştır.Aradaki fark endişe vericidir.  Geriye kalan mağdurlar için ne yapılmıştır?Şuan güven içinde, temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir ortamda olup olmadıkları bilinmekte midir?

 

--Adıyaman,Afyonkarahisar,Bartın,Bayburt,Bilecik, Bolu,Burdur,Çankırı,Çorum,Erzincan , Hakkari,Kars, Kastamonu,Malatya,Mardin,Siirt ve Yalova'da hakkında  koruyucu tedbir kararı verilmiş tek bir mağdur kadın/çocuk/birey  dahi yoktur. Bu durum endişe vericidir. Belli ki  Mağdurların adalete erişimde ve sosyal hizmete erişimde bir sıkıntı olduğu gibi belli ki Devlet mekanizmaların işleyişinde de bir sıkıntı vardır.

 

--Adıyaman,Ağrı,Amasya,Ardahan,Artvin,Bayburt,Bingöl,Bitlis,Denizli,Erzurum,Hakkari,Iğdır, Kahramanmaraş,Kütahya,Malatya,Manisa,Mardin,Muş,Nevşehir,Rize,Siirt,Şırnak,Tekirdağ,Yalova,Zonguldak illerinde ise neredeyse Kadına ve aile bireylerine yönelik şiddet uygulayan ya da uygulamaihtimali olan kimse yoktur. Bu bir üstte belirttiğimiz durumdan daha da endişe vericidir.

 

--29624 fail/şiddet uygulayan hakkında önleyici tedbir kararı verilmiştir. Bu tabloda bu faillerin kaçının önleyici tedbir kararını ihlal ettiği ve yaptırım olarak ne ile cezalandırıldığı araştırılmalıdır. Bu sayede verilen kararların etkili olup olmadığı ortaya konmalıdır.

 

--Siirt ilinde her iki veri "O"dır, Yalova ilinde ise sadece 1 tane vaka olmuştur. Böyle bir tablo hepimizi sevindirecek bir durumdur. Ancak ülke ve dünya gerçekliği ile hiç uyumlu değildir.  Kadına yönelik şiddet olgusu ülkemizde halen kapalı kapılardan çıkamamıştır. Halen bu ülkede kadınlar karakollara gittiğinde "kocandır döverde severde" denilerek gönderilmektedir. Halen bu toplumda kadınlar "evlerinden gelinlikle çıkıp kefeniyle dönmek" zorunda bırakılmaktadır. Yukarıda altını çizdiğimiz tüm hususlar esasen ülke gerçeğinin altını da çizmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yurttaşların güvendiği bir mekanizma olması gereklidir. Belli ki güven konusunda da bir sıkıntı vardır.

 

Bu istatistikler ışığında hassasiyetle gereken çalışmalar derhal başlatılmalıdır.

 

3-)Kadına Yönelik Şiddet vakalarında en önemli şey mağdurun adalete erişiminin kolay ve ucuz olması, adaletten alınan sonucun ise hızlı ve etkili olmasıdır. Hiç kimse etkisiz olduğu bir yere başvurmak istemeyeceği gibi, pahalı bir yola başvurabilmesi ise maddi olanağınca mümkün olacaktır.

 

Her ne kadar 6284 sayılı yasaya dayanan tedbir talepleri herhangi bir harca tabi olmasa dahi bu taleplere bağlı olarak istenen boşanma ve velayet gibi davalar harca tabidir. Değişen Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince tüm yargılama giderlerinin peşin yatırılması istenmekte en basit boşanma davası dahi yüzlerce liraya mal olmaktadır. Tam da bu yüzden yasalarda var olan "Adli Yardım" taleplerinin % 90'ı Mahkemelerce, yetersiz, standart gerekçelerle red edilmekte, bu rakamları temin edemeyen insanların ise davaları sırf bu yüzden görülmemektedir. Öyle ki sığınmaevlerinde barınmak zorunda kalan kadınlara dahi Mahkemelerce "Adli Yardım" verilmemektedir. Hak arama özgürlüğü ile adalete erişimin önündeki bu büyük engel kaldırılmalı bu duruma derhal son verilmelidir.

 

4-)Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bütçesi ,yaptığını ve yapacağını iddia ettiği işlerle hiç uyumlu olmadığı gibi Milli Savunma ,Diyanet ,İçişleri gibi bakanlıkların bütçeleri yanında son derece düşüktür. Bir ülkenin ayrımcılıkla mücadele, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, çocukların korunması ve geliştirilmesi, dezavantajlı grupların dezavantajlarını gidermek gibi alanlarda  yapılacak olumlu eylemler, destekler ve sosyal politikaları  belirleyen Bakanlığın bütçesi ,Avrupa Birliğinden alınan hibelere bağlanmayacak kadar özel ve önemlidir. Bakanlığın bütçesi derhal artırılmalıdır.

 

5-) Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılıkla mücadele için 7/24, tek kapı,tek çatı ilkesi ile kurulması planlanan , şuan 15 ilde pilot uygulamalarına başlanan ,Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) için 300 kişilik kadro tespit edilmiştir. Bu kadronun 15 il için geçerli olacağını kabul etsek bile, mağdur/şiddete uğrayan ile fail/şiddet uygulayan için verilen tüm tedbirlerin takibini yapacağını iddia eden bir kurum için bu kadro son derece yetersizdir. Kadrolar derhal artırılmalı, kendine özgü bütçesi oluşturulmalı, kurumlar arasındaki ilişkide yetki karmaşasına son verilmeli, herkesin eşit derecede hukuki yardımdan yararlanmasının koşulları oluşturulmalı, belirsizlikler yok edilmeli, Merkezde Kadın örgütleri ve Sivil Toplum Kuruluşlarının da temsilinin sağlanması ve daha önce defalarca yaptığımız eleştiri ve önerilerin dikkate alınması gereklidir. Yoksa ŞÖNİM'ler varolan kaosa yenilerini ekleyecek ve ölü doğacaktır.

 

Tüm bunlardan önemlisi ise Siyasal iktidar ve siyasal iktidarın tüm temsilcileri başta olmak üzere Devlet aygıtının Tüm Kurumlarının şiddet dilini derhal bırakması gerekliliğidir. Şiddet söylemi sadece dilde kalmamakta, en makul hak taleplerinde dahi demokratik protesto hakkını kullanan yurttaşlarımıza biber gazı gibi kimyasallar, tazyikli su, cop ve sair suretlerle şiddet uygulanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Şiddeti bir iletişim ve çözüm metodu olarak benimsemeye ve kullanmaya devam ettiği müddetçe, toplumsal barışın sağlanması ve barış dilinin konuşulması mümkün olmayacaktır. Her söyleminde şiddeti kutsayan bir devletin, Şiddetin yanlışlığını anlatabilmesi ve kadına yönelik şiddetle mücadelede mesafe kaydedebilmesi mümkün değildir.

 

İzmir Barosu olarak üzerimize düşeni yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Tüm sürecin takipçisi olduğumuzu kamuoyuna bildiririz.23.11.2012

 

İzmir Barosu Başkanlığı

 

BASIN AÇIKLAMASINI BAROTV'DE İZLEYEBİLİRSİNİZ >>>

 

 

 
İçerik-11
İçerik-10
İçerik-12
İçerik-9
İçerik-13
Baro Levhası BARO LEVHASI
Sicil No:
Adı:
Soyadı:
BaroNet
Anlaşmalı Hastaneler
Av.M.Taner Ünlü Kütüphanesi
BaroTV
OCAS
UYAP
Avukat Spor Oyunları
Baro Kart
E-İmza