BASINA VE KAMUOYUNA
Her yıl 23 Nisan tarihinde, 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı günün yıldönümü olarak ulusal bayram kutlanmaktadır.
23 Nisan 1929'da Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiştir ve 23 Nisan ilk defa 1929 yılında Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya başlanmıştır. Büyük önder Atatürk'ün düşüncesinde çocuklar, milletin geleceğidir.
1979'un UNESCO tarafından 'çocuk yılı' ilan edilmesiyle de bu bayram uluslar arası nitelik kazanmıştır.
Dünya'da çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke Türkiye'dir.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, aynı zamanda Türk milletinin gönlünde, bağımsızlığının sarsılmaz ifadesi olarak önemli bir anlam taşımaktadır.
23 Nisan'lar, çocuklara hukuksal ve toplumsal olarak önem verilmesiyle birlikte gerek çocuk haklarının yasal olarak ortaya konması ve gerekse çocuklara yardım, destek ve teşviğin ön plana çıkması için birer vesiledir.
İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak;
Çocukların karar verme mekanizmalarına katılımı Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin temel ilkelerinden biridir. Karar mekanizmalarına katılmak çocukların ve gençlerin hem temel hakları, hem de demokratik ve barışçıl bir yönetim için gerekli bir destektir. 18 yaşına kadar her birey 'çocuk'tur,Çocukların dil,din,ırk,cins vb. hiçbir ayrım gözetmeden yaşaması ve gelişmesi için tüm düzenlemelerde çocuğun yüksek yararının ilkesi gözetilmesi gerekmektedir.Bu çerçevede;
1-Uluslararası sözleşmeler ışığında çocukların özgürlüklerinin kısıtlanması 'en son çare olarak kabul edildiğinden,adalet sistemine -her ne sebeple olursa olsun- giren çocuğun toplumdan izole edilerek cezalandırılmasının değil, eğitici ve onarıcı bir yaklaşım sergilenerek toplum içinde toplumla bütünleşmesinin sağlayacak bir sistem içerisinde yer alması sağlanmalı,bu çerçevede çocuk adalet sisteminin felsefe ve yaklaşımına aykırı olan çocuk cezaevlerinin kapatılması gerekmektedir.
2-Çocukların yaşadıkları hak ihlallerinin gerek çocukların yaşamında gerekse toplumda kalıcı ve telafisi çok zor izler bıraktığının göz önünde bulundurularak faillerin cezasız kalmamasını için özgürlüklerinden yoksun bırakılmış çocukların nasıl bir muameleye tabi tutulduklarını değerlendirmek üzere çocukların bulunduğu tüm infaz kurumları, Avrupa İşkencenin ve İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi (CPT) standartlarına uygun bir şekilde kapsamlı bir inceleme ve soruşturmaya tabi tutulmalıdır.
3-Medya, kamuoyunda çocuk haklarıyla ilgili farkındalığı artırma konusunda önemli role sahip bir kurum olmasına rağmen, ticari ve popüler yayıncılığı benimsediği sürece çocuk hakları konusunda belirsizlik taşıyan bir araç haline de gelmekte, çocuk istismarı, kanunlarla ihtilafa düşmüş çocuklar ve sokakta yaşayan çocuklarla ilgili haberler daha fazla basında yer alırken çocukların ruhsal ve fiziksel gelişimlerini olumlu destek sağlayacak oyun oynama, eğlenme ve spor yapma vb.haklarını görmezden gelen uygulamalara son verilmelidir.
4-İç savaş sebebiyle ülkesinden kaçıp Türkiye'ye sığınan çocukların her türlü ihmal ve istismarına ve diğer sömürü türlerinden korunması ve benzeri vakaların yaşanmaması için hükümet,uluslararası hukuktan doğan sorumluluklarını yerine getirmelidir.
5-Çocukların uygun olmayan koşullarda ve gelişimlerine zarar verebilecek bir tarzda çalışma süreci olarak kabul edilen çocuk işçiliğine son verilecek eğitim ve ekonomik alt yapı oluşturulmalı, çocukların fiziksel veya zihinsel yeterliliğini aşacak veya gelişimini tehlikeye düşürecek işlerde çalışması yasaklanmalıdır.
6-Zorunlu eğitim yaşı 12'ye çıkarılmalı,çocuk yaşta evliliklerle ilgili olarak tüm ülke çapında ulusal gündem oluşturulmalı, yerel yetkililer ve hükümet temsilcileri bu gündemi uygulamak için yerel paydaşlarla işbirliği içinde çalışmalıdır. Ayrıca taraf olduğumuz uluslararası belgelerdeki taahhütler çerçevesinde sosyal, ekonomik ve hukuksal olarak planlama yapmak ve bütçe ayırmak suretiyle çocuk evliliklerin önlenmesine yönelik etkin önlemler acilen almalıdır.
Yöneticilerin yalnızca 23 Nisanlarda koltuklarını bir kaç saatliğine çocuklara bırakmasıyla sorunların çözülmesi olası değildir, hükümetler çocuklara dair katılımcı bir politika izlemelidir.
İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak;
Çocuklara yönelik tüm hukuksuzluklarda onların yanında olacağımızı ,çocuk hak ve ihlallerinin takipçisi olacağımızı bir kez daha kamuoyu ile paylaşmaktayız. Saygılarımızla.
İZMİR BAROSU
ÇOCUK HAKLARI MERKEZİ