İzmir Barosu: Ana Sayfa
İzmir Barosu: Ana Sayfa
Duyuru
20 Haziran 2012 - 08:00:00
İzmir Barosu Yönetim Kurulu,Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu'nun olağanüstü olarak toplanmasını talep etme kararı aldı.
 

İZMİR BAROSU YÖNETİM KURULU,

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ GENEL KURULUNUN OLAĞANÜSTÜ OLARAK TOPLANMASINI TALEP ETME KARARI ALDI !

 

Özel görevli ve yetkili savcılarca yürütülen soruşturmalar, özel görevli ve yetkili ağır ceza mahkemelerinde yapılan yargılamalar, özel soruşturma ve yargılama usulleri ve özel tutukluluk şartları ile infaz sistemi,  bugün yargı sistemimizin yaşamakta olduğu en önemli sorunlarının başında gelmektedir.

 

CMK 250, 251 ve 252. maddelerindeki düzenlemelerin ve yaşanan uygulamaların hukukun evrensel ilkelerine aykırı olduğunu, demokratik düzenlerin uygulamaları olmayıp, olağanüstü dönem uygulamaları olduğunu hep vurguladık.

 

17 Nisan 2011 tarihinde TBB ve 57 Baro olarak kamuoyuna açıkladığımız  "İzmir Deklarasyonu" nda,  özel görevli/yetkili ağır ceza mahkemelerinin kapatılmasını, özel soruşturma ve kovuşturma usullerinin insan haklarına ve hukuk devletine aykırı olduğunu belirttik.

 

TBB'nin 7- 8 Mayıs 2011 tarihlerinde Adana'da yapılan 31. Olağan Genel Kurulunun sonuç bildirgesinde ; " CMK md 250 kapsamındaki özel yetkili ve görevli ağır ceza mahkemeleri demokrasi, hukuk devleti ve adil yargılanma hakkının zorunlu koşulu olarak ivedilikle kapatılmalıdır.TBB, barolar ve demokrasi ve yargının kurucu unsuru olan avukatlar,bu istemi kararlılıkla takip edecekler vegerektiğinde 'hukuktan gelen güçlerini' kullanmakta tereddüt etmeyeceklerdir" tespitini yaparakönümüze hedef koyduk.

 

Biz bir yandan bunları yaparken öte yandan özel görevli/yetkili ağır ceza mahkemelerindeki yargılamalardasavunma görevini yapan meslektaşlarımız artık görevlerini yapamaz hale geldiklerini etkin ve işlevsel bir savunmayı gerçekleştirmek mümkün değilse biçimsel olarak yargılamaya katılmanın doğru olmadığını söylemek aşamasına gelmişlerdir.

 

İlk işaretler KCK davası gerekçe gösterilerek gözaltına alınan ve tutuklanan avukatlarla gelmiş, önceki dönem İstanbul Barosu Başkanlığı da yapmış bir meslektaşımızın yaptığı açıklama nedeniyle hakkında kovuşturma açılması ile devam etmiştir.

 

Hemen ertesinde kamuoyunda "Balyoz Davası" olarak bilinen davada müdafiler duruşmalardan çekilmiş, sanık vekilleri bütün taleplerinin reddedildiği bir yargılamada biçimsel olarak bulunmanın savunma görevine, hukuka ve adalete ihanet olacağı gerekçesiyle duruşma salonundan ayrılmışlardır. Bunun üzerine mahkeme vekâletnameli müdafilerin bu tavrını boşa çıkarmak ve etkisiz kılmak amacıyla Barodan CMK çerçevesinde müdafi görevlendirmesini istemiştir. İstanbul Barosunca Mahkemenin bu istemi özel vekillerin görevlerinin devam ettiği gerekçesi ile yasaya aykırı olduğu belirtilerek kabul edilmemiştir.

 

Böylece İstanbul Barosu Yönetimi hakkında CMK çerçevesinde müdafii görevlendirmedikleri sebebiyle suç duyurusunda bulunulmuş ve açılan soruşturma dosyası ile Adalet Bakanlığından izin talep edilmiştir.

 

Müdafilerin duruşmadan çekilmiş olmaları üzerine söz konusu davanın 06.04.2012 günlü duruşmasında İstanbul Barosu Başkan ve yönetim kurulu üyeleri tarafından 'savunmanın hukuk devletinde biçimsel bir unsur olarak kabulünün mümkün olmadığı ve duruşmalarda adil yargılanma ilkesine uyulması' talebini içeren bir dilekçe sunulması üzerine, Mahkeme savcısının talebiyle Mahkeme tarafından İstanbul Barosu Başkan ve yönetim kurulu üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmuş ve bu durum bir görev suçu olarak değerlendirilmeksizin soruşturma başlatılmış, Başkan ve yönetim kurulu üyeleri ifadeye çağrılmışlardır. 

 

Yine aynı şekilde Diyarbakır Özel Görevli/Yetkili Ağır Ceza Mahkemesinde görülen KCK davası sanıklarının, kendilerini en iyi ifade ettikleri anadilleri Kürtçe ile ifade verme talepleri mahkemece bilinmeyen bir dilde ifade verme talebi olarak değerlendirilmiş ve sanıkların Kürtçe konuşmalarına müsaade edilmemiştir. Ayrıca aynı davanın tutuklu sanıkları - duruşma salonu özel olarak düzenlenmiş ve uygun olmasına rağmen - bir arada duruşmaya getirilmemişler, sanıklar gruplar halinde duruşma salonuna getirilmişlerdir. Savunma görevini yapan meslektaşlarımız adil yargılanma hakkının ihlali ve hukuksuzluk olan bu durum nedeniyle adil yargılama sağlanana kadar duruşmalara katılmayacaklarını beyan ederek duruşmalardan çekilmişlerdir. 

 

Diyarbakır Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi de bu gelişme üzerine, aynen İstanbul' da olduğu gibi Barodan CMK kapsamında avukat görevlendirilmesi talebinde bulunmuştur.

 

Diyarbakır Barosu özel vekillerin görev yaptığı, vekilin istifa etmediği durumda CMK kapsamında müdafii görevlendirmenin yasaya aykırı olduğunu belirterek görevlendirme yapmamışlardır.

 

Bu cevap üzerine Mahkeme, Diyarbakır Barosu Başkan ve yönetim kurulu üyeleri hakkında Mahkemenin talebini yerine getirmedikleri - vekili olan sanıklar için CMK kapsamında müdafii tayin etmedikleri- gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuştur.

 

Ayrıca duruşmaya katılmayan avukatlarla ilgili görevi kötüye kullanmaktan,  bazı meslektaşlarımız için de duruşmada savunma görevleri çerçevesinde ve tamamen savunma görevleri ile ilgili yaptıkları açıklamalardaki beyanlarına ilişkin de suç duyurusunda bulunulmuştur. Adalet Bakanlığı söz konusu suç duyuruları nedeniyle açılan soruşturmada tüm bu iddialarla ilgili olarak soruşturma izinlerini vermiştir.

 

Bütün bu süreçte İzmir Barosu tepkisini göstermiş,  barolara yönelik uygulamaların hukuk dışı olduğunu vurgulamış, avukatın savunma görevini etkin ve işlevsel olarak yapması gerektiğine işaret ederek, haklarında soruşturma başlatılan barolarla dayanışma içinde olunacağı belirtilmiştir

 

Diyarbakır' da sanık vekillerinin duruşmadan ayrılmak zorunda kalmaları,  Baro Başkan ve yönetim kurulu üyeleri hakkında suç duyurularının yapılacağı ara kararlarının verildiği duruşmalara gidilerek, Baro ile dayanışma gösterilmiştir.

 

İstanbul Barosu Başkan ve yönetim kurulu üyeleri hakkında suç duyurularının yapıldığı,  açılan soruşturmalar nedeniyle ifadeye çağrıldıkları aşamalarda da hemen tepki gösterilerek Baro ile her türlü dayanışmanın gösterileceği ifade edilmiştir.   

 

Son olarak Diyarbakır Barosu Başkanı ve 116 meslektaşımızla ile ilgili Adalet Bakanı tarafından verilen soruşturma izni üzerine, hem Diyarbakır Barosu Başkanı, hem de Mardin Barosu Başkanı ile görüşülmüş, her türlü dayanışmayı göstermeye ve desteği vermeye hazır olduğumuz belirtilmiştir. Yaşanan tüm bu süreç bir basın açıklaması yapmakla yetinmenin mümkün olmadığı, daha aktif ve güçlü eylemliliklere ihtiyaç olduğunu göstermiştir. Şimdi sıra her zamankinden daha çok savunmayı savunmak sırasıdır.

 

BUGÜN YARGI SİSTEMİMİZDE;

 

ETKİN VE İŞLEVSEL BİR SAVUNMA ENGELLENMEKTE, BİÇİMSEL BİR NİTELİĞE DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ SAVUNMA ARZULANMAKTADIR.  

 

ADİL YARGILANMA HAKKININ TEMİNATLARINDAN OLAN CMK M.188 DEĞİŞTİRİLEREK AVUKATIN YOKLUĞUNDA KARAR TESİS EDİLEBİLMESİNİN ÖNÜ AÇILMAK İSTENMEKTEDİR.

 

BAROLARIMIZIN ORGANLARINDA GÖREV YAPAN BAŞKAN VE YÖNETİM KURULU ÜYELERİ HAKKINDA SORUŞTURMALAR BAŞLATILMAKTA, SORUŞTURMA İZİNLERİ VERİLMEKTEDİR.

 

BÜTÜN BU HUKUKA AYKIRI UYGULAMALARA, MESLEĞİMİZE YÖNELİK SALDIRILARA KARŞI ETKİN VE ETKİLİ BİR DURUŞUN GÖSTERİLMESİ İÇİN VE TBB'NİN 31. GENEL KURUL SONUÇ BİLDİRGESİNDEKİ YÜKÜMLÜLÜK GEREĞİ,

 

İZMİR BAROSU YÖNETİM KURULU, 12/06/2012 TARİH VE 93/74 SAYILI KARARIYLA TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ GENEL KURULUNUN;

 

1. HEDEFLENEN CMK M. 188 DEĞİŞİKLİĞİ İLE İLGİLİ YAPILMASI GEREKENLERİN BELİRLENMESİ,

2. BAROLARIMIZIN ORGANLARINDA GÖREV YAPAN BAŞKAN VE YÖNETİM KURULU ÜYELERİ İLE AVUKAT MESLEKTAŞLARIMIZ HAKKINDA YAPILAN SUÇ DUYURULARI, SORUŞTURMALAR VE SORUŞTURMA İZİNLERİ İLE İLGİLİ OLARAK YAPILMASI GEREKENLERİN BELİRLENMESİ,

 

Gündemiyle olağanüstü olarak toplanmasının talep edilmesineoy birliğiyle karar verilmiştir. 

 

İzmir Barosu Yönetim Kurulu 

 

İZMİR BAROSU'NCA TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ'NE GÖNDERİLEN YAZI İÇİN TIKLAYINIZ

 

 

 
İçerik-11
İçerik-10
İçerik-12
İçerik-9
İçerik-13
Baro Levhası BARO LEVHASI
Sicil No:
Adı:
Soyadı:
BaroNet
Anlaşmalı Hastaneler
Av.M.Taner Ünlü Kütüphanesi
BaroTV
OCAS
UYAP
Avukat Spor Oyunları
Baro Kart
E-İmza