DÜNYA BARIŞ GÜNÜNDE TUTUKLU AVUKATLARLA BARIŞ İÇİN ELELEYDİK
01 Eylül Dünya Barış Günü, Türkiye'nin pek çok yerinde insanların barış için elele geldikleri bir gün oldu.
01 Eylül aynı zamanda 2013- 2014 Adli Yılının da ilk günü. Bu adli yıl, onlarca avukat meslektaşımızın avukatlık tarzları ve siyasi görüşleri nedeniyle tutuklu bulundukları bir adli yıl olarak başlıyor.
2012 -2013 adli yılına da, Cumhuriyet tarihinin en büyük avukat operasyonu sonucu tutuklanan kürt avukat arkadaşlarımızın tutuklulukları devam ederken girdik. Bu adli yıla girerken onların önemli bir kısmı yine tutuklu.
Geçtiğimiz yıl ÇHD'li avukat meslektaşlarımızın da tutuklu avukatlar kervanına katıldıkları bir yıl oldu.
Dünya Barış Gününde hem barış için elele veren insanların ellerini tutuklu meslektaşlarımızla buluşturmak, tutuklu avukat meslektaşlarımıza dokunmak, duygularını paylaşmak hem de adli yıla onlarla girmek için Kandıra Cezaevinde olmaya karar verdik.
Tutuklu Avukatlar Av.Selçuk Kozağaçlı, Av.Taylan Tanay, Av. Güçlü Sevimli, Av. Günay Dağ, Av. Mehmet Bayraktar, Av. Emran Emekçi, Av. Faik Özgür Erol, Av. İbrahim Bilmez'i ziyaret ettik.
Bugünler aynı zamanda siyasal iktidarın ve taraftarlarının savaş çığlıkları ve çığırtkanlıklarının her yeri kapladığı günler. Burnumuzun dibinde ülkemizin de gireceği bir savaşın hazırlıkları son hızla sürüyor. Bizi savaşın iyi bir şey olacağına ikna etmeye çalışanlar var.
Ülkemizi sokmaya çalıştıkları, gençlerimizi ölüme göndermek istedikleri, ülkemizin her yerini savaş alanı haline gelmesini umursamadıkları bu savaşın emperyalizmin savaşı olduğunu biliyor ve bugün barışa her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunu ve Barış için mücadele etmenin önemini biliyoruz.
Bu noktada, Suriye ile savaşa hayır diyen, insan haklarını ve barışı savunan ÇHD li meslektaşlarımızın, siyasal iktidarın Suriye ile ilgili hesaplarına ve planlarına karşı durdukları, söz söyledikleri ve harekete geçtikleri için gittikleri Suriye'den dönmeleri dahi beklenmeden operasyonla karşı karşıya kaldıklarını, yakalandıklarını, haklarında yakalama kararları çıkarıldığını ve daha sorguları bile başlamadan Emniyet Müdürlüğü tarafından delilsiz ve spekülatif bir şekilde terör örgütü üyesi olarak ilan edildiklerini hatırlamak gerekecektir.
Siyasal iktidarın savaş çığırtkanlığına karşı çıkmalarının insan hakları için mücadelelerinin bedeli haksız tutuklanmaları oldu. Daha o günlerden bugünlerin geleceği belliydi.
Bu nedenle bugün barış için hep birlikte sesimizi yükseltmek ve mücadele etmek, barış için elele olmak önemli……