Türkiye, Genelkurmay Başkanlığı'nın 14 Temmuz 2011 günü yapılan " Diyarbakır, Silvan İlçesi kırsalında yaşanan çatışmada ve ormanlık alanda teröristlerce atılan el bombalarının etkisiyle çıkan yangından dolayı 13 askeri personelimiz şehit olmuştur. Ayrıca, ikisi ağır olmak üzere 7 askeri personelimiz yaralanmıştır…" açıklaması ile bir kez daha sarsılmıştır.
Olayın, Kürt sorununun çözümüne ilişkin pozitif irade beyanlarının ortaya konulduğu, BDP destekli bağımsız milletvekillerinin Parlamento'da yemin etmemeleri nedeniyle yaşanan siyasi krizin aşılmaya çalışıldığı bir döneme rastlaması manidardır.
Benzer dönemlerde, geçmişte yaşanan olaylarda da olduğu gibi komplo teorileri ile olayı tartışmanın ve yaşamını yitirenlerin birer sayıdan ibaret olacağı yabancılaşma sürecinin yaşanması ile yeni bir komplonun gerçekleşmesini bekleme halinin kabul edilebilir bir yanı yoktur. Barış ve kardeşlik içinde, bir arada yaşamamızı önlemeyi amaçlayan her eylemi başarısızlığa mahkum etmek, toplumsal sorumluluğumuz ve refleksimiz olmalıdır.
Herkes, demokratik sorunların silahların gölgesinde tartışılamayacağını ve çözülemeyeceğini anlamalı, ülke kan ve şiddetin ipoteğinden kurtulmalıdır.
Bu vahim olayın, yeni bir şiddet ve kan sarmalının tetikleyicisi olmaması için tüm yetkilileri ve kurumları, Parlamento'da temsil edilen siyasi partileri, yitip giden her canın acısını yüreklerinde taşımaya ve sorumlu davranmaya çağırıyoruz.
Olayda yaşamını yitiren askerlerimizin acılı ailelerine, acılarını derinden paylaştığımızı özellikle belirterek, başsağlığı diliyoruz.
Av.Sema Pekdaş
İzmir Barosu Başkanı