Değerli basın mensupları ve konuya duyarlı tüm vatandaşlarımız,
Ülkemizde hayvana yapılan her türlü şiddetin kurumsallaştığı şu son günlerde, İzmir'de en son yaşanan talihsiz olayın acısını henüz üzerimizden atmamışken, bu defa Samsun Vezirköprü ilçesine bağlı Darıçayı köyünde Sivas kangal cinsi bir köpeğin başına gelenler hayvanlara aktif bir şekilde yapılan istismarın boyutlarını bizlere göstermektedir. İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu olarak yine yaşanan bu talihsiz olayı kınıyoruz.
Hissetme yetisine sahip bu canlıların ahlaki statüsünün belirlenmesindeki en önemli ayrıntıyı onlara nasıl davranmamız ve onlar hakkında ne gibi yasal düzenlemeler yapmamız gerektiği oluşturmaktadır. Toplum olarak her anlamda faydalandığımız bu canlıların hakları adına yasal düzenleme yapmamak ise sadece ahlaki ayıbın, eğitim ayıbının, hukuki ayıbın değil elbette insani ayıbın da bir göstergesidir.
Bu ayıbın önüne geçmek hususunda yapılması gerekenlerin en başında ise yasal düzenleme çalışmalarının ivedilikle başlaması gerekmektedir. Yapılacak olan yasal düzenlemelerin ise uygulanması sadece bu alanda hizmet veren hukukçuların değil tüm insanların görevleri dâhilindedir.
Türkiye'de ve dünyada hayvan hakları için öncelikle hayvanların ahlaki açıdan önem taşıdığını unutmamamız, eşit gözetilme ilkesi uyarınca da onlara eşya muamelesi etmekten vazgeçmemiz gerekmektedir. Sırf biz insanların sahip olduğu belli bir özelliğe sahip olmadıkları sebebiyle yüzyıllardır hayvanlara eşya gözüyle bakılmasını meşrulaştırdık, onlara acı çektirdik, görmezden geldik... Bunun örneklerini ise gerek basından gerekse bizzat yaşadıklarımızdan görmekteyiz.
Yasal düzenlemelerin bir an önce yapılmaması demek suça meyilli insanların aynı acı yetisine sahip olan hayvanlar üzerindeki şiddetlerine devam etmeleri demektir. İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu olarak bu konuda üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu bildiriyor ve bizzat takipçisi olacağımız hususunu dikkatinize çekiyoruz. Bu konuda çalışmalarımız da devam etmektedir.
Mağdurlara değil de şiddete meyilli insanlara güç veren 5199 Sayılı Hayvan Hakları Yasası'nın değiştirilmesi ve hayvanların yaşam haklarının TCK kapsamında korunan bir hak olması, hak ihlallerinde de bu değerlendirmeye uygun cezalandırma tedbirlerinin yeniden belirlenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda da öncelikle acı çekme yetisine sahip olan hayvanların eşya statüsünden çıkarılması gerekmektedir. İnsanca muamele ilkesi gereği toplumun her kesiminde hayvan hakları bilincinin edinilmesi ve yaşanılan acı dolu görüntülerin son bulması açısından tüm Meclis üyelerini de görevleri başına davet ederek yaşanan, yaşanma riski her daim olan bu katliamlara dur deme adına ivedilikle yasal düzenleme yapılmasını hukuk ve kamu vicdanı adına talep ediyoruz.
Saygılarımızla.