BASIN ve KAMUOYUNA AÇIKLAMADIR.
BAŞBAKAN HUKUKA AYKIRI TEMEL ATMAMALIDIR.
Basında çıkan haberlere göre; 27 Şubat 2011 gününde, Gebze-Orhangazi-İzmir (İzmit Körfez Geçişi ve bağlantı yolları dâhil) Otoyolu Projesinin İzmir ayağının temel atma töreni düzenlenmiştir. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın açıklamasına göre; geçtiğimiz aylarda inşaatına Gebze'den başlanılan otoyolun İzmir ayağı inşaatının temel atma törenine Başbakan Erdoğan'ın da katılması beklenmektedir.
Yaşamın her alanında hukukun üstünlüğünü savunmakla görevli ve ödevli olan Baromuz, Başbakan Sn.Tayyip Erdoğan ve Ulaştırma Bakanı Sn.Binali Yıldırım'ı, Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) yapılmadan başlatılan İstanbul-İzmir otoyolu projesinde hukuka ve yasalara uygun davranmaya davet eder.
2872 sayılı Çevre Kanununun 10.maddesine göre;
"Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez."
Başbakanlık ve Ulaştırma Bakanlığı, Çevre Kanunu 10.maddesinin amir hükmünü ihlal etmek suretiyle 8 Aralık 2010 günlü Resmi Gazete'de yayınlanan bir Başbakanlık Genelgesi ile otoyol inşaatını ÇED kapsamından çıkarmış ve Gebze'de temel atma töreni düzenlemiştir. Başbakanlık Genelgesine göre, '' bu projenin 7 Şubat 1993 tarihinden önce yatırım programına alınmış olması durumu dikkate alınacak ve Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinden muafiyet hususu buna göre değerlendirilecektir.'' Başbakanlık, bu genelge ile otoyol projesini ÇED muafiyeti kapsamına sokmuştur. Temel atma törenleri ile hukukun arkasına dolanılmakta ve ÇED yükümlülüğünden kaçınılmaktadır.
Bilindiği gibi otoyol güzergâhında çok önemli tarım alanları, ormanlar, kültürel ve arkeolojik ve doğal sitler, biyolojik zenginlikler, sulak alanlar bulunmaktadır. Bu alanlar aynı zamanda uluslararası çevre koruma sözleşmelerinin koruması altındadır. Yaklaşık 421 km. uzunluğundaki otoyol güzergahında, malzeme temini için kullanılacak yüzlerce taş ocağının çok ciddi çevresel etkileri olacaktır.
Günümüzde Türkiye'de çevreye uyumlu ve daha az maliyetli olan demir ve deniz yolları yerine tercih edilen otoyollar da gerek inşaat aşamasında gerekse işletme aşamasında sonradan telafisi olanaksız çevresel sorunlara neden olmaktadır. Örneğin, ÇED planlaması ve uygulaması yapılmayan Karadeniz Sahil Otoyolunda dünyada gelmiş ve geçmiş en büyük ekolojik felaketler yaşanmıştır. Oysa Dokuzuncu V Yıllık Kalkınma Planı, 5.2.4. Enerji ve Ulaştırma Altyapısının Geliştirilmesi Bölümü, 26. sayfa, 140. maddede de "Türkiye'de artan ulaşım talebine uygun olarak demiryolu ve denizyolu fiziki altyapısının yeterince geliştirilememesi ve kapıdan kapıya taşımacılık için en uygun ulaştırma türünün karayolu taşımacılığı olması, yük ve yolcu taşımalarının ağırlıklı olarak karayolu ağına yüklenmesine yol açmıştır. Bu durum taşıma türleri arasında dengesiz ve verimsiz bir ulaşım sisteminin oluşmasına sebep olmuştur."
Başbakanlığın Çevre Kanununun 10.maddesi ve uluslar arası ÇED yükümlülüğünü getiren sözleşmelere aykırı Genelgesinin iptali amacıyla Peyzaj Mimarları Odası Başkanlığı ve EGEÇEP tarafından Danıştay'da açılan dava şu anda ilk inceleme aşamasındadır.
Öte yandan, Gebze'de otoyol projesinin temelinin atılmasından sonra çok önemli bir hukuksal gelişme olmuştur.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası ve EGEÇEP tarafından açılan davada ; 2008'de çıkarılan "ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ YÖNETMELİĞİ' nin 7.2.1993'ten önce "Kapsam Dışı Projeler" başlıklı Maddesi'nin YÜRÜTMESİ Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun kararı ile " kesin'' olarak durdurulmuştur.
Danıştay İDDGK' nun anılan kararına göre; '' Anayasanın 56. Maddesi, Çevre Kanununun 2. Ve 10.maddesi , Anayasa Mahkemesinin 15.01.2009 gün ve 2006/99 E., 2009/9 K nolu kararı uyarınca; ''7.02.1993 tarihinden önce uygulama projeleri onaylanmış veya çevre mevzuatı ile ilgili diğer mevzuat uyarınca yetkili mercilerden izin, ruhsat veya onay ya da kamulaştırma kararı alınmış veya yatırım programına alınmış veya mevzi imar planları onaylanmış projelere, yatırıma başlanması için belili bir süre öngörülmeksizin aradan geçen bunca zamana rağmen, ÇED sürecinden muafiyet sağlayan düzenlemede, çevrenin korunması ilkesi açısından hukukauyarlılık görülmemiştir.''
Anayasanın 138.maddesine göre; ''Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.''
İzmir Barosu 28.01.2011 tarihinde Çevre ve Orman bakanlığına yaptığı yazılı başvuru ile; Gebze-Orhangazi-İzmir (İzmit Körfez Geçişi ve bağlantı yolları dahil) Otoyolu Projesi için Çevre Kanunu 10.madde ve Anayasanın 90.maddesi ışığı altında uluslar arası çevre koruma sözleşmeleri ve Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 7.10.2010 gün ve 2010/968 sayılı yürütmenin durdurulması kararı gereğince, Başbakanlık, Karayolları Genel Müdürlüğü ve müteahhit firmaların her hangi bir muafiyet olmadan ÇED sürecini başlatmasının teminini; Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilmemesini; proje için yatırıma başlanmamasını ve kamu hazinesinden ödeme yapılmamasını; talep etmiştir. Başvuru cevabı beklenmektedir.
Başbakanlık, Ulaştırma Bakanlığı ve Çevre ve Orman Bakanlığı yasaların üstünde kurumlar değildir. Anayasa uyarınca Çevre Kanununun 10.maddesini ve Danıştay' ın anılan kararını uygulamakla yükümlü ve ödevli kurumlardır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.25.02.2011
Av.Sema PEKDAŞ
İzmir Barosu Başkanı