İzmir Barosu: Ana Sayfa
İzmir Barosu: Ana Sayfa
Basın Açıklaması
25 Mayıs 2012 - 13:00:00
Yargılamadan savunmayı çıkararak adeta bir "dikensiz gül bahçesi" yaratılmak istenmektedir.
 

DSC_0549.JPG

 

 

KAMUOYUNA,

 

Değerli Basın Çalışanları,

 

24.5.2012 günü (Dün)  İstanbul Barosu Başkanı Av. Doç. Dr. Ümit Kocasakal ve Yönetim Kurulu üyesi meslektaşlarımızın ifade vermek üzere Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na çağırıldıklarını öğrendik.

 

İstanbul Barosu Başkan ve Yönetim Kurulu üyeleri, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 06.04.2012 günü yapılan celsesine katılmak suretiyle Avukatlık Kanunu'nun 76, 95 ve 97. maddelerinin Barolara yüklemiş olduğu görev nedeniyle mahkeme heyetinden bir dizi talepte bulunmuşlardır. Bu taleplerinin konusu, kamuoyunda Balyoz Davası olarak bilinen davada savunma hakkının ihlal edilmesi ve avukatlık mesleğine yönelik saldırılar nedeni ile meslektaşlarımızın cüppe bırakmak zorunda kalmış olmalarıdır.

 

Bu talepler üzerine; İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi ,  "….bu davranışlarının adil yargılamayı etkilemeye yönelik olduğu dikkate alındığında İstanbul Barosu Başkanı ile sundukları dilekçede isimleri bulunan ve İstanbul Barosu Başkanıyla birlikte duruşmaya giren avukatlar hakkında gereğini takdir ve ifası için Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına, müzekkere yazılmasına…" karar vermiştir.

 

Böylece Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturmada Avukatlık Kanunu'nun 58. maddesi görmezden gelinmiş ve  Başkan ve Yönetim Kurulu üyelerinin sıfatları yok sayılmak suretiyle haklarında doğrudan soruşturma başlatılmıştır.

 

Oysa Avukatlık Kanunu  md.58 gereğince Adalet Bakanlığı tarafından izin verilmedikçe bu soruşturmanın başlatılması mümkün değildir. Baro Başkan ve Yönetim Kurulu üyesi olarak  Baroya gönderilen çağrı ile sorguya çağrılan meslektaşlarımızın, görevleri ile ilgili bir faaliyetleri nedeniyle ifadeye çağrıldıkları, çağrı biçiminden de bellidir. Buna rağmen;  onların konumlarının yok sayılması ve sıradanlaştırılmaları kabul edilemez. Bunun bir tehdit ve gözdağı olduğu açıktır.

 

İzmir Barosu; Savunmaya, savunma mesleğine ve avukata yönelen her türlü hukuka aykırı uygulamalara, tehditlere, gözdağı vermelere karşı gerekli her türlü meşru-demokratik tepkiyi göstermekte kararlıdır ve İstanbul Barosu Başkan ve Yönetim Kurulu üyesi meslektaşlarımız hakkında başlatılan soruşturmada  onlarla dayanışma içinde olacaktır.

 

Bu noktada Adalet Komisyonu gündeminde bulunan 3. yargı paketi içinde yer alan CMK 188 maddesinde yapılmak istenen değişikliğe de değinmek gerekmektedir. Adalet Alt Komisyonunda CMK m.188 değişikliği; hukukun en temel ve evrensel prensiplerine aykırı olduğu gerekçesiyle paketten çıkarılmış olmasına karşın 5  AKP milletvekili tarafından bu konuda yeni bir kanun teklifi verilmek suretiyle Adalet komisyonu gündemine alınması  sağlanmıştır.

 

22.5.2012 tarihinde Adana, Aydın, Ankara, Artvin, Balıkesir,  Bilecik, Denizli, Edirne, Erzincan, Giresun, İstanbul, İzmir, Kastamonu, Kayseri, Manisa, Muğla, Sinop, Tekirdağ, Uşak, Yalova, Zonguldak Barolarının yaptıkları açıklamada  şu hususlara dikkat çekilmiştir;

 

"Ceza Muhakemesi Kanunu'nun mevcut 188/1.maddesine göre kanunun zorunlu müdafiliği kabul ettiği hallerde hüküm verilebilmesi için, hakim ve savcının yanı sıra müdafiin hazır bulunması şarttır. Bu düzenleme, hukuk devletinin en önemli göstergelerinden olan adil yargılanma hakkının ve onun parçası olan savunma hakkının teminatlarından birisidir.

 

Hal böyleyken, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na sunulan kanun teklifine göre, mahkemelerin, çocuklar ile ilgili yargılamalar hariç müdafi/vekil yokluğunda da hüküm verebilmelerinin yolu açılmaktadır.

 

Basında bu teklif, kamuoyunda "Balyoz davası" olarak anılan davada mahkeme heyeti ile sanık müdafileri arasında yaşanan gerilime bir "çözüm" ve avukatın yokluğunda da karar verilebilmesini sağlayacak bir "formül" olarak nitelenmektedir.

 

Öncelikle belirtmek gerekir ki; hukuk devletinde belirli bir olaya, davaya özel kanun çıkarılamaz. Kanunlar kamunun/toplumun menfaatine, genel, soyut ve objektif nitelik taşmak zorundadır. Bu çerçevede teklifin tamamen sübjektif, keyfi ve toplum yararına aykırı olduğu, olaya ve davaya özel bir düzenleme olduğu açıktır.

 

Daha da önemlisi ve vahimi, avukatsız karar verilebilmesine imkân tanıyacak bir düzenleme, tüm vatandaşlar için yaşamsal bir tehlike ve hukuk devletinin sonudur.

 

Hak arama özgürlüğü ve savunma hakkı, avukata değil toplumun tüm kesimlerine, bireylerine ait vazgeçilmez öneme sahip bir haktır. Hukukun karmaşık ve teknik yapısı karşısında vatandaşın savunma hakkını etkin ve işlevsel bir şekilde kullanabilmesinin vasıtası ve güvencesi ise müdafidir, avukattır.

 

Duruşmalarda avukat hazır olmaksızın hüküm verilebilmesi halinde, vatandaşın savunma hakkını kullanabilmesi fiilen olanaksız hale gelecek, keyfiliğin insafına terk edilecektir. Böyle bir düzenleme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesinde yer alan adil yargılanma hakkına ve Anayasamızın 36.maddesinde düzenlenen hak arama özgürlüğüne, hukuk devleti ilkelerine de açıkça aykırı olacaktır.

 

Yargılama, sadece hâkim ve savcıdan ibaret olmayıp, savunma ve onun temsilcisi avukatın da etkin bir biçimde yer aldığı kollektif bir süreçtir. Avukatın olmadığı yerde etkin ve işlevsel bir savunma yoktur, olamaz. TCK'nun 6.maddesine göre tıpkı hâkim ve savcı gibi yargı görevi yapan avukatı salondan, yargılamadan çıkarmak, adaleti çıkarmak, sürgüne göndermek demektir. Savunma, avukat, adaletin ve yargılamanın meşruiyet temelidir. Avukat yargılamada halkın temsilcisidir. Savunmanın temsilcisi avukatın bulunmadığı, savunma hakkının etkin ve işlevsel olarak kullanılamadığı hiçbir yargılamanın adil olabilmesi mümkün olmadığı gibi, bu şekilde verilecek kararların da meşruiyeti olmayacaktır.

 

Tüm yurttaşlarımızı ve ilgilileri uyarıyoruz: Bu düzenleme ile vatandaşın savunma hakkı elinden alınmakta, vatandaş, keyfiliğin acımasızlığına terk edilmektedir. Yine bu şekilde adil yargılanma hakkının özü ortadan kaldırılmakta, hukuk devleti yok edilmektedir. Bundan en büyük zararı vatandaşlarımız, ülke ve yine yargı görecektir. Çünkü artık kendilerini avukat vasıtasıyla etkin bir biçimde savunma imkânları ellerinden alınmaktadır. Belirli bir olayı, durumu bahane ederek ve fırsat bilerek, kendilerince "çözmek" adına kimsenin, "savunmasız bir yargılama ve hüküm verilmesinin önünü açmak, adil yargılanma hakkını ve hukuk devletini yok etme hak ve yetkisi" bulunmamaktadır. Sayısal ve siyasal çoğunlukla belki keyfilik, kanunilik kazanabilir, ama hukuksallık ve meşruiyet kazanamaz.

 

Yargılamadan savunmayı çıkararak adeta bir "dikensiz gül bahçesi" yaratılmak istenmektedir.

 

Bu nedenlerle; Barolar olarak, uluslararası kuruluşlara konuyu iletme ve gerekli diğer girişimler dahil, bu düzenlemeyle sonuna kadar mücadele etme kararlılığımızla birlikte, çok geç olmadan başta Meclisteki hukukçu milletvekilleri olmak üzere tüm milletvekillerini ve tüm vatandaşlarımızı bu teklife karşı tutum almaya, yaşamsal önemdeki savunma haklarına sahip çıkmaya, siyasi iktidarı da ağır sonuçları olacak bu teklifi geri çekmeye çağırıyoruz."

 

Hukuk, adil yargılanma ve savunma hakkı herkes içindir ve herkese bir gün gerekebilir. Saygılarımızla

                                                                                                         

Avukat Sema PEKDAŞ

İzmir Barosu Başkanı

 

 

1136 Sayılı Avukatlı Kanunu'nun ilgili maddeleri; 

 

Soruşturmaya yetkili Cumhuriyet Savcısı:

Madde 58

Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz.

Baroların kuruluş ve nitelikleri:

Madde 76- 

Barolar; avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.

Barolar, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.

Protokolde barolar, İl Cumhuriyet Başsavcısının yanında yer alır. 

Yönetim kurulunun görevleri:

Madde 95 - Yönetim kurulu, kendisine kanunen verilen görevleri yerine getirmekle yükümlü olup, baronun işlerini kovuşturur ve menfaatlerini korur.

Yönetim kurulunun başlıca görevleri şunlardır;

1. Avukatlık onurunun ve meslek düzeninin korunmasını, meslekin adalet amaçlarına uygun olarak bağlılık ve onurla yapılmasını sağlamak,

2. Stajiyer ve avukatların baroya kabul ve levhaya yazılma veya nakil işleri hakkında karar vermek,

3. Baro levhasını düzenlemek, avukatların listesini ve avukatlık ortaklığı sicilini tutmak,

4. Mesleki ödevler hususunda baro mensuplarına yol göstermek ve onlara bilgi vermek ve mesleki görevlerin yapılıp yapılmadığını denetlemek, mesleğe ve meslek mensuplarına yönelik hak ihlallerine karşı avukatlık mesleğini ve meslektaşlarını savunmak, bu konularda her türlü yasal ve idari girişimde bulunmak,

5. Levhaya yazılı avukatlar arasında, avukatlarla avukatlık ortaklıkları, avukatlık ortaklığının ortakları arasında ve bunlarla iş sahipleri arasında çıkan anlaşmazlıklarda istek üzerine aracılık etmek ve arabulmak, ücret uyuşmazlıklarında sulha davet etmek,

6. Baro mallarını idare ve muhtaç avukatlara yapılacak yardımı şeklini tespit etmek,

7. Baro mallarının idaresi hakkında raporlar hazırlayarak genel kurula hesap vermek ve bütçeyi hazırlayıp genel kurulun onayına sunmak,

8. Baro adına menkul ve gayrimenkul almak, satmak, ipotek etmek ve bu mallar üzerinde her türlü ayni haklar tesis eylemek ve kaldırmak, bu hususlarda baro başkanına özel yetki vermek,

9. Staj işlerini düzenlemek ve denetlemek,

10. Yönetim kurulu üyelerinin istifaları hakkında karar vermek,

11. Adli müzaharet bürosu kurup yönetmek,

12. Genel kurul gündemini hazırlamak,

13. Genel kurul kararlarını yerine getirmek,

14. Baronun ücretli memurlarının özlük işlerini düzenlemek ve yürütmek,

15. İç yönetime ait bütün işleri görmek, yönergeleri düzenlemek,

16. Adalet Bakanlığı, Türkiye Barolar Birliği ve disiplin kurulu kararlarını yerine getirmek,

17. Bakanlıkların yahut mahkeme veya resmi kurumların istediği konularda görüşünü bildirmek,

18. Kanunlarla verilen diğer yetkileri kullanmak.

19. Baro bölgesindeki adliye merkezlerinde temsilcilikler kurmak,

20. 167 nci maddede belirtilen Hakem Kuruluna katılacak avukat hakemleri seçmek,

21. Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak,

22. Avukatlık ortaklığı anasözleşmesinin, tip anasözleşmeye uygunluğunu incelemek ve avukatlık ortaklığı siciline tesciline karar vermek.

Yönetim kurulu, ikinci fıkranın 4 ve 5 numaralı bentlerinde yazılı görevleri bazı üyelerine devredebilir. 

Görevleri:

Madde 97-Baro başkanının görevleri şunlardır;

1. Baroyu temsil ve yönetim kuruluna başkanlık etmek,

2. Genel kurul, yönetim kurulu ve disiplin kurulu kararlarını yerine getirmek ve günlük işlemleri yürütmek,

3. 95 inci madde gereğince verilen izin ve yetki dairesinde baro adına iltizam ve iktisapta bulunmak, yüklenmelere girişmek, baroya yapılan bağışları kabul etmek ve bütçeyi uygulamak,

4. Mahkeme ve resmi dairelerde baroyu temsil edecek ve savunacak avukatları tayin etmek,

5. Avukat sicillerinin Türkiye Barolar Birliği tarafından gönderilen örneğine uygun olarak düzenlenmesini ve korunmasını sağlamak,

6. Meslek onuru ve bağımsızlığı ile ilgili işlerde kanunlar ve meslek kurallarının gereğini her türlü organlara karşı savunmak ve bu konuda doğrudan doğruya veya dolayısiyle kendisini göreve zorlıyan hususları yapmak,

7. Baronun ve yönetim kurulunun çalışmaları hakkında her yıl Türkiye Barolar Birliğine yazılı bir rapor vermek,

8. Başkanlık Divanı olmıyan barolarda, divanın diğer üyelerine ait görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak,

9. Kanunlarla verilen diğer yetkileri kullanmak.

                                                                                                         

 

 

 

 
İçerik-11
İçerik-10
İçerik-12
İçerik-9
İçerik-13
Baro Levhası BARO LEVHASI
Sicil No:
Adı:
Soyadı:
BaroNet
Anlaşmalı Hastaneler
Av.M.Taner Ünlü Kütüphanesi
BaroTV
OCAS
UYAP
Avukat Spor Oyunları
Baro Kart
E-İmza