25/06/2012 tarihinde KESK Genel Başkanı Lami ÖZGEN' in de aralarında bulunduğu 11' i sendika yöneticisi 58 kişi hakkında verilen yakalama ve arama kararı ile KESK' nun Genel Merkez ve şube binalarında ayrıca İnsan Hakları Derneğinin bazı şubelerinde aramalar yapılarak, 240.000 kamu emekçisinin üyesi olduğu Sendikanın yönetici ve üyeleri gözaltına alınmıştır.

Özel görevli savcılıklar tarafından KCK soruşturması adı altında yürütülen ve en son meslektaşlarımızı hedef alan bu soruşturma ile bu kez emek örgütleri hedef alınmıştır.

17 Nisan 2011 tarihinde TBB ve 57 Baronun açıkladığı "İzmir Deklarasyonu" nda "demokratik düzenlerin normal zamanlarının normal mahkemeleri olmayan",  özel soruşturma ve yargılama usulleriyle, savunma hakkının kısıtlanması niteliğindeki gizlilik kararlarıyla, mahkemeden daha çok devletin ideolojik aygıtı gibi çalışan bu mahkemelerin ve yine bu mahkemeler için öngörülen özel usul hükümlerinin bir an önce kaldırılması gerekir." denilmiştir.

Bu tespitin doğruluğu, özel görevli savcılıklar ve mahkemelerce yürütülen her soruşturma ve kovuşturma sonucunda bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Bu soruşturma ve kovuşturmalar, hem soruşturma ve delil elde etme yöntemleri hem de yarattığı sonuçlar itibariyle, toplumun tüm demokratik kesimlerini baskı altına almaya ve söz söylemeyi imkansızlaştırmaya yönelik olduğu kanısını uyandırmaktadır. Söz konusu soruşturmanın 23 Mayıs 2012 tarihinde kamu emekçilerinin geniş bir katılımla gerçekleştirdiği grevin hemen sonrasında oluşu dikkat çekicidir.

KESK nezdinde emek örgütlerini hedef alan, demokratik toplum ve hukuk devleti gereklerine aykırı olan bu soruşturmalara derhal son verilmelidir. 26/06/2012

İzmir Barosu Başkanı

     Sema PEKDAŞ