İzmir Barosu: Ana Sayfa
İzmir Barosu: Ana Sayfa
Basın Açıklaması
08 Mart 2012 - 02:00:00
8 Mart dolayısıyla İzmir Barosu tarafından yapılan basın açıklamasında; "Aile ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi" Yasa Tasarısı'na ilişkin kamuoyu ile paylaşılan görüş ve öneriler aynı zamanda TBMM'ne de iletmiştir.
 

 

DSC_0941.JPG

 

İzmir Barosu; "Aile ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi" Yasa Tasarısı'na ilişkin kamuoyu ile paylaştığı görüş ve önerilerini aynı zamanda TBMM'ne de iletmiştir. 

 

Basına ve Kamuoyuna,

 

Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü,

 

8 Mart 1857, Amerika Birleşik Devletleri'nin New York kentinde 40 bin dokuma işçisi kadın, daha iyi çalışma koşulları için greve gittiklerinde polisin saldırısına uğramış, çıkan yangında 129 kadın işçi can vermiştir.

 

İşte bu nedenle 8 Mart günü, Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı'nda alınan karar uyarınca 1910 yılında tüm dünyanın emekçi kadınlarının mücadele günü olmuştur.

 

1977 yılında da bütün dünya kadınlarının günü olarak kabul edilmiştir.

 

Böyle anlamlı bir mücadele gününde, Türkiye'deki kadınların, kadın örgütlerinin büyük uğraşıları, katkıları ve emekleri ile hazırlanan kadına karşı şiddetin önlenmesi yasa tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmektedir.

 

TBMM'de dün görüşülmeye başlanan ve bugün de görüşmelerine devam edilecek olan yasa tasarısı TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu ve Adalet Komisyonu'ndan rüzgâr hızıyla geçirilmiştir.

 

Oysa yasa tasarısının hazırlık sürecine; kadın örgütleri, Barolar ve çeşitli sivil toplum örgütleri katılmışlar, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için çok önemli ve olumlu katkılar sunmuşlardır. Bu katkılar kanun taslağında yer almış, ancak bu katkıların en önemlileri tasarıya aktarılmamış, komisyonlarda değiştirilmiştir.

 

Bu yasa tasarısı "Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunması Yasa Tasarısı" iken tasarının adı "Aile ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi" olmuştur. En temel yanlışlık tasarının başlığı ile başlamaktadır. Kadın yine birey olarak görülmemekte ve ailenin korunması esas alınmaktadır. Bu zihniyetle kadını şiddetten korumak mümkün olamayacağına vurgu yapmak isteriz.

 

Dünya Ekonomik Forumunun "Cinsiyet Eşitsizliği Raporu"nda ülkemiz kadınları 135'inci sırada yani sondan 9'uncu sırada yer almaktadır. Kadının ekonomideki payının yüzde 29 olarak belirtilmektedir. On beş yaş üstü 20 milyon kadın, ülkemiz kadını evinde oturmaktadır. Küçük fabrikalara dönüşen evlerde çocuk, hasta, yaşlılarıyla üç kuruş karşılığında parça başı işlerle aileyi korumaya çalışan, emek veren kadınlar ülkemiz kadınlarıdır. İşsizlik korkusuyla hakarete, tacize sessizlikle boyun eğmeye zorlanan kadınlar, yine işe girerken hamile kalmayacağına dair söz veren kadınlar bizim gerçekliğimizdir.

 

100 kadından fazla işçinin bulunduğu iş yerlerinde kreş hakkı yasalarda yazar ama uygulanmaz. Yine aynı şekilde, Başbakanlık Genelgesiyle iş yeri denetiminde cinsiyet eşitliğine uyulup uyulmadığı denetlenecektir ama denetlenmez.

 

Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün kutlandığı yüz elli beş yıldır, işte sekiz saat çalışma hakkı için fabrikasında yanarak can veren kadınlardan sonra, bugün ülkemiz kadınları on iki, on dört saat çalışmaktadır. Zorunlu mesailer, düşük ücret, performans uygulaması, kuralsız esnek çalışma yine ülkemiz kadınlarının gerçekliğidir.

 

Ülkemizde kadınları korumak adına sığınma evleri açılmaktadır ama bunların sayısı 78'dir. Yine, Bakanlığın bu yasa tasarıyla oluşturduğu personel sayısı 320'dir ama ihtiyacı karşılayacak personel sayısı 5.577'dir.  Dolayısıyla ülkemiz gerçeklerinin samimi olarak ele alınması ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi için samimi bir çaba gösterilmesi gereklidir.

 

Günde en az 5 kadının yaşama, çalışma, evlenme, boşanma, giyinme ve benzeri hakları için öldürüldüğü dünyanın tek ülkesi olan Türkiye'de, buna dair rahatsızlığı olan tüm kadınları ve erkekleri taleplerine destek vermeye çağıran237 Kadın Örgütü Adına ŞİDDETE SON PLATFORMU'nun çağrısına İzmir Barosu olarak destek veriyor ve  onların sözünü tekrar ederek diyoruz ki;

 

Şu andaki haliyle yasanın adının kadın değil aileyi koruma üzere düzenlenmiş olmasına; şiddete uğrayan kadınların tek adımda yardım ve korunma alabileceği 7 gün 24 saat ve tek adım ilkesiyle çalışacak merkezlerinin teşkilat, görev ve kadrolarının kadın örgütlerinin talepleri doğrultusunda düzenlenmemiş olmasına; yasada sığınaklar ve cinsel şiddet kriz merkezlerinin yer almamasına; kadın örgütlerinin şiddet ve cinayet davalarına müdahilliğinin kabul edilmemiş olmasına itiraz ediyoruz.

 

Bu yasa tasarısı üzerinde kadın örgütleri ile mutabık kalınmış konularda değişiklik yapılmamasını ve TBMM Genel Kurulu'nda,  sadece yasayı amacına uygun hale getirecek değişikliklerin yapılmasını talep ediyoruz.

 

Saygılarımızla.08.03.2012 

 

                                              

                                                                                                          Av. Sema PEKDAŞ

                                                                                                                                           İzmir Baro Başkanı

 

BASIN AÇIKLAMASINI BAROTV'DE İZLEMEK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ

 

 
İçerik-11
İçerik-10
İçerik-12
İçerik-9
İçerik-13
Baro Levhası BARO LEVHASI
Sicil No:
Adı:
Soyadı:
BaroNet
Anlaşmalı Hastaneler
Av.M.Taner Ünlü Kütüphanesi
BaroTV
OCAS
UYAP
Avukat Spor Oyunları
Baro Kart
E-İmza