Basına ve kamuoyuna,
CUMHURİYET BAYRAMI KUTLAMALARI ENGELLENEMEZ!
POLİS DEVLETİ DEĞİL HUKUK DEVLETİ!
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda Cumhuriyetimizin kuruluşunun 89. Yılını kutlamak isteyen vatandaşlarımız, ülke çapında engellemelerle karşılaşmıştır. Başta Ankara olmak üzere değişik illerimizde kutlamalara katılmak isteyen sivil halka, emniyet güçleri tarafından zor kullanılmış, Ankara'da 1.Meclis'e ve Anıtkabir'e yürümek isteyen topluluklara yoğun biber gazı ve tazyikli su sıkılarak gruplar dağıtılmaya çalışılmıştır.
İzmir ve başka illerden Ankara'daki kutlamalara katılmak için yola çıkan vatandaşları taşıyan otobüsler durdurularak yolculuklarına izin verilmemiştir. Ankara'ya ulaşan otobüslerin şehre girişleri ve yolcularının kutlama alanlarına ulaşması engellenmiştir.
Son olarak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kutlamalara katılan ve şiddete maruz kalan vatandaşlar hakkında soruşturma başlattığı öğrenilmiştir.
Barışçıl ve demokratik nitelikteki yürüyüş ve kutlamaların zor kullanılarak engellenmesi, öncelikli olarak Anayasa'nın 2.maddesinde ifadesini bulan "Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına saygılı, demokratik ve sosyal bir hukuk devletidir." hükmünün ihlali niteliğindedir.
İktidar, baskıcı ve zorba yüzünü bu olayda bir kez daha göstermiştir. Anayasa, yasalar ve Anayasa'nın 90. Maddesi uyarınca onaylanıp iç hukuk normu haline gelmiş olan uluslararası sözleşmeler kapsamındaki her türlü demokratik hakkın kullanılmasını şiddetle bastırmayı hükümet politikası haline getiren yürütme, bu tavrıyla Türkiye Cumhuriyeti'ni hukuk devleti niteliğinden uzaklaştırmış tam anlamıyla bir polis devletine dönüştürmüştür.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 19. Maddesi; "Herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak düşüncelerinden dolayı rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmaksızın, bilgi ve düşünceleri her yoldan araştırmak, elde etmek ve yaymak hakkını gerekli kılar." hükmünü taşımaktadır.
Yine, İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmenin 10. maddesinin 1. fıkrası;"Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları sözkonusu olmaksızın haber veya fikir alma ve verme özgürlüğünü de içerir." şeklindedir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 25. maddesi;"Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir."
"Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz."
26. Maddesi,"Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir."
23. maddesinin 1. fıkrası, "Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir." hükümlerini taşımaktadır.
Cumhuriyet Bayramını barışçıl bir şekilde kutlamak isteyenlere karşı yöneltilen polis şiddeti ve otobüslerin engellenmesi, Türk Ceza Kanunu'nun 115. Maddesinde ifadesini bulan inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, 109. Maddesinde ifadesini bulan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma niteliğindeki hükümlerin ihlali anlamını da taşımaktadır.
Bir hükümetin, hükümet ettiği Cumhuriyetin kuruluş yıldönümünün kutlanmasını yasaklaması ve zor kullanarak halkın kutlamalarını engellemeye çalışması tarihe geçecek bir paradokstur. Mevcut hükümet bu icraatının hesabını tarih önünde verecektir.
İZMİR BAROSU BAŞKANI
Av.Sema PEKDAŞ